tag:blogger.com,1999:blog-51146847436371265752024-03-08T12:33:12.376+03:00Uçurtmaların da sosyal hayatı olabilir...Buralar eskiden hep tarlaydı, şimdi her yer insan.B.http://www.blogger.com/profile/16347219057193666539noreply@blogger.comBlogger7125tag:blogger.com,1999:blog-5114684743637126575.post-10022333801968906922012-05-25T23:04:00.003+03:002012-06-02T21:26:16.509+03:00Kiraz da çıkmışken, kim hüzünden bahsetti sevdiceğim ?<div style="text-align: left;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span><br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; line-height: 115%;">
Hiç durmadan, susmadan, ara vermeden 3 gün 2 gece boyunca konuşmak istiyorum. Her
şeyimi dökmek, tüm zihnimi boşaltmak. Anlaşılmak istiyorum. Bana benzeyen
insanlar istiyorum. Hatta bazen insanlar bana benim gibi davransınlar
istiyorum. Kibirli gerizekalının teki değilim, evet bunu söylerken de
kibirlilik yapmıyorum ama; hoşgörülü olduğumun farkındayım. Ve artık birinin de
ağzına sıçsam da peşimden koşmasını istiyorum. Ya da çok basit; ilgi
istiyorum. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; line-height: 115%;"><br /></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif; line-height: 115%;"> Dokunsun da artık, aşık olayım istiyorum.</span><br />
<span style="line-height: 115%;"><span style="background-color: white; font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span style="line-height: 18px;">Sıkı sıkı sarılmak istiyorum. Birinin kokusunu doya doya çekmek.</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span style="line-height: 18px;">Tüm alveollerimi patlatasıya onunla doldurmak.</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span style="line-height: 18px;">Öyle bir kazımak istiyorum ki hafızama kokusunu, her gördüğümde rüyamda, kokusu da gelsin aklıma birden.</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span style="line-height: 18px;">Parmak uçlarımda yükselip kafamı boynuna gömmek istiyorum. Kaybetme korkusuyla dolup taşmak. Ölesiye kıskanmak, kıskançlıktan ağlamak. Öyle kıskanayım ki delireyim istiyorum. Dünyadaki tüm sahipsiz duvarlara adını yazayım.</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span style="line-height: 18px;">Gece uyumaya çalışırken hep hafif hafif müzik dinlerim ya ben, işte tam ben mırıldanırken aklıma gel istiyorum.</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><span style="line-height: 18px;">Yastığıma kokun sinsin istiyorum adını söylemekten. Farkına varmadan gözlerimden bikaç damla yaş düşsün istiyorum.</span></span><br />
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Saçlarınla oynamak istiyorum sevdiceğim.
Dudaklarına bakmak falan.</span></span><br />
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Böyle garip şeyler istiyorum.</span></span><br />
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Alalım bi kilo erik
tükürükleye tükürükleye yiyelim istiyorum. Ne öyle çiçek falan, hoş değil.</span></span><br />
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Göbeğine
vurmak istiyorum. </span></span><br />
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></span><br />
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">Babamla kavga ettiğimde teselli et istiyorum, en çok
bunu istiyorum ben sevdiceğim. Çünkü öyle babaların aşık kızlardan olamadım
hiç. Babam hayatımın kralı falan değil. Günden güne soğuyorum hatta. Sen ısıt
istiyorum. Boşluğunu doldurma ama gizle istiyorum. Hissettirmeden.</span></span><br />
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></span><br />
<span style="line-height: 115%;"><span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;">İhtiyacım
olduğunda aklıma gelen ilk isim olmanı istemek çok değil. Ben de kiraz alırım
asarız kulaklarımıza. </span></span></div>
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span><br />
<b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></b><br />
<span style="line-height: 18px;"><b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Sen bi gelsen var ya, ben senin ağzını yerim sevdiceğim.</span></b></span><br />
<span style="line-height: 18px;"><b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></b></span><br />
<span style="text-align: center;"><b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"> Bunu boynunda dinlemek vardı ya, neyse.</span></b></span><br />
<span style="text-align: center;"><b><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></b></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: Georgia, 'Times New Roman', serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/EkHTsc9PU2A?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>Mamazeushttp://www.blogger.com/profile/03690045844465058871noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5114684743637126575.post-57910355175092633702012-04-23T00:40:00.000+03:002012-04-23T00:40:03.655+03:00Fikrimin ince kıvrımları.Tamam biliyorum hepimiz hayalperestiz, ergeniz sonuçta. Ama sadece şunu kabul etmenizi istiyorum ben hepinizden biraz daha fazla hayalperestim. Azcık daha fazla. Hikaye gibi hayal anlatarak uyuttuğum insanlar var benim lan, azcık saygı en azından.<br />
<div>
<br /></div>
<div>
Bazen kendi içimde Inception fırtınaları kopuyor dışarı sezdirmiyorum, hayalle gerçeği ayıramıyorum.</div>
<div>
Sonra aynaya bakıyorum geçiyor.</div>
<div>
Bi özelliği olmayan aklına gelebilecek en normal Türk kızı tiplerindenim yani. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ama sorsan hayallerimi; kumral, uzun boylu, taş gibi bi hatunum. Boynumda makinem kırmızı bisikletimle gezmediğim diyar yok. Gerçek aşkı bulmaya yeminliyim. Sesim güzel. Gözlerim güzel. Dudaklarım köfte. Beyaz tenliyim. Ve zenginim.<br />
<br />
Kimi zaman annem İngiliz. Ben de bembeyaz tenli, aksanımla yerleri gökleri yıkan, insanların hayalleriyle oynayan, gençlerin zihinlerini kuşatan bir meleğim. Evde eğitim alıp, ince parmaklarım ve beyaz kilotlu çoraplarım ile piyano çalıyorum.<br />
<br />
Bazen işsiz güçsüz hipiyim.<br />
<br />
Bazen Greenpeace ile penguenleri kurtarıyorum.</div>
<div>
<br />
Bazen babamın asi kızıyım, evi terkediyorum.<br />
<br />
Hatta çocuklarımı seviyorum bazen. Çoksüperamanınmükemmel yakışıklı babasıyla parklarda çocuk gezdiriyoruz.<br />
<br />
Ama çoğunda zenginim. Mükemmel giyiniyorum. Ayakkabı odam var. afshakj. Tamam.<br />
<br /></div>
<div>
İroni ise tüm bunları boktan servis yolcuğunun tozlu koltuklarında yattığım sırada hayal etmem. Hani klasik halk muhabbetidir, 5 duyusundan biri olmayan insanın diğer duyuları çok iyi gelişir diye. Aha. Al işte canlı kanıtıyım. Özgüvenim yok ama hayal dünyası yöneticisinin koyduğu sınırları zorluyorum. Mutlaka hayal dünyası yöneticisi diye bi makam vardır.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Mesela; günde en az 3 kez kurduğum, hatta sabah öğlen akşam tok karnına aldığım bir diğer senaryom da Hollywood yıldızı olmak. Ne yalan söyliyim televizyon başlı başına bi hayal benim için.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Tabi ki sevgili hayallerim var, ama şuan o fantezilere girmek istemiyorum.Mehehe. Yine de bi gün bana şunu söyleyebilcek kadar karizmatik sesli bi sevdiceğim olacağına inanıyorum. Kendime güvenmiyorum sadece, belki o da safsa azcık uyuşuruz birbirimize.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://3.gvt0.com/vi/bkfiw7yKs_c/0.jpg" height="266" width="320"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/bkfiw7yKs_c&fs=1&source=uds" />
<param name="bgcolor" value="#FFFFFF" />
<embed width="320" height="266" src="http://www.youtube.com/v/bkfiw7yKs_c&fs=1&source=uds" type="application/x-shockwave-flash"></embed></object></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Neyse dostlar, ben uyumalık hayallere dalıyorum. Öptüm gıdınızdan.</div>
<div>
<br /></div>Mamazeushttp://www.blogger.com/profile/03690045844465058871noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5114684743637126575.post-53735763503907200302012-04-21T01:48:00.000+03:002012-04-21T01:48:45.820+03:00Otobüs yolculuklarını seviyorum.Tek başımayken.<br />
Yanımdaki koltuk boşken.<br />
Ya da hiç tanımadığım bi kokuyla dolu..<br />
Seviyorum otobüsleri; kitap okumam için yeterli ışık, düşünmem için olası sessizlik varken.<br />
<br />
Otobüsleri sevmem, gitmeyi sevmemden değil.<br />
Sevmem zaten.<br />
Hem gidenler de sevilmez.<br />
<br />
Otobüs yolculuklarını seviyorum.<br />
O tedirginliği.<br />
Cam kenarı şarkılarını.<br />
Ritmik olarak cama vurulan kafayı.<br />
Yol çizgilerinin birleştiği anı.<br />
Muavinlerin koca kıçlarını bile seviyorum bazen.<br />
Uzun süre susmayı ve sonra ilk sözcükteki çatal sesi seviyorum.<br />
Uyuyakalmayı seviyorum ağzı açık.<br />
Otobüs ikramlarını.<br />
<br />
Ama.<br />
<br />
Arkamda bıraktıklarımı özlemeyi seviyorum en çok.<br />
Ya da onların beni özleme ihtimallerini.Mamazeushttp://www.blogger.com/profile/03690045844465058871noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5114684743637126575.post-42423140965865317502012-03-22T00:42:00.001+02:002012-03-22T01:09:53.667+02:00Esas Oğlan-" Kendimi kötü kalpli çocuğuna bakmak zorunda olan anneler gibi hissediyorum. " dedi kız omzundaki çocuğun saçlarıyla oynarken. Yeni kesilmiş ve diken dikendi. İçmeye başladığından beri de sigara kokuyordu.<br /><div>
<br /></div>
<div>
- " Beni sevmiyor musun ? " dedi oğlan. Hafifçe doğrulup kaşlarını kaldırdı. Gür kaşları ve uzun kirpikleri gözlerini ön plana çıkarıyordu. Eğer bir gün onu öpmek istersem, gözlerinden öperdim diye düşündü kız. Elleri çirkin, gözleri güzel, sigara kokan çocuğu düşündü. Kısa saçlarını, seyrek sakallarını..</div>
<div>
<br /></div>
<div>
-"Hayır, sevmiyorum." Kafasını tamamen kaldırdı bu kez esas oğlan, otobüsün eskimiş koltuğuna yaslayıp bir süre tavanı izledi Gözlerini kapattı. O an.</div>
<div>
Eğer o elini şakağına götürseydi, pişman olacaktı kız. </div>
<div>
Elini şakağına götürseydi, acı çektiğini biliyor olacaktı.</div>
<div>
Elini şakağına götürseydi, rol yaptığını düşünmeyecekti.</div>
<div>
Elini şakağına götürseydi, onu öperdi kız, bundan emindi.</div>
<div>
Elini şakağına götürmedi oğlan.</div>
<div>
Yumruk yaptı.</div>
<div>
Ve ani bir karar vermiş gibi tekrar omzuna yattı kızın. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
-"Kötü çocuklar da anne şefkatine ihtiyaç duyar." Çirkin elleri hala yumruktu.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>Mamazeushttp://www.blogger.com/profile/03690045844465058871noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5114684743637126575.post-55940260472648959262012-03-07T23:25:00.000+02:002012-03-07T23:25:47.521+02:00Bu bir dışavurum yazısıdır.Hatta bi nevi kendimle yüzleşme yazısı. Çıkarım yapma yazısı. <div>
<b>"Dinlemek istemeyen çıkabilir, yok yazmıycam."</b><div>
<br /></div>
<div>
Ben Mamazeus, onlarca farklı kişiyim. </div>
<div>
Onlarca farklı kalıbım. Gerçek bir ismim, cismim ve yaşım var.</div>
<div>
Düşüncelerim, sözlerim.</div>
<div>
Ve siz gerçek Mamazeus'u görmek üzeresiniz.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Her insan doğduğundan itibaren nabza göre şerbet vermeye programlanmıştır. Bir ortama girersiniz ve önce dinlersiniz. İnsanların düşünce tarzlarından okudukları kitaplara, dinledikleri müziklere kadar her şeyi taklit edersiniz. Çünkü siz yenisiniz ve kabul edilmek istiyorsunuz.</div>
<div>
( Eğer ortam zaten sizin çoktan alıştığınız gibi bir yerse, ne mutlu size. Okumayı bırakabilirsiniz. Çünkü biz burdan sonra farklı ortamlarda kişilik sorunları yaşayanlarla beraber sorgulamaya devam edicez.) </div>
<div>
Artık mantıklı olan aşırıya kaçmadan, farklı kişiliğinizi belli etmeden yola devam etmektir.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Çünkü pazarda gördüğünüz teyzeyle, durduk yere Tanrı hakkında tartışmaya başlayamazsınız.</div>
<div>
Misafirlikte küfredemezsiniz. </div>
<div>
Ortalık yerde burnunuzu karıştıramazsınız.</div>
<div>
Çünkü kalıbınız buna izin verecek kadar geniş değil.</div>
<div>
( Gerçek kişiliğiyle de bu tip olaylar yapmayanlar da yazının bu kısmında ayrılsın lütfen. Rica ediyorum, zaman kaybı. )</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ama senin de, benim de yanında rahat olabildiğim insanlar var. Yazdığım gibi düşünmeden konuşabildiğim.</div>
<div>
Ya da açık konuşalım, küfredebildiğim, kusabildiğim, burnumu karıştırıp ağzım açık uyuyabildiğim.</div>
<div>
Böyle insanlar tanımak için uğraşırsın yıllarca. Ya da böyle enseye şaplak göte parmak konumuna gelmen yıllar alır.</div>
<div>
Bir de istisnalar vardır ki onlar ayrı sevdirir kendilerini. (Bkz. blog sahibi insan B. )</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ve bana sorarsan Mualla, hepsi korkaklıktan. Sen et küfrünü, yaftalarsa yaftalasın. Dışlarsa dışlasın. ..... aşaa Kasımpaşa diceksin biticek. Sen mutlu ben mutlu sonra. Bak gördün mü yine edemedik küfür, ya tanıdık biri okursa diye.Daha çevrendekiler bile tanımazken seni, git sosyal paylaşım sitelerinde isimsiz yaz. Olacak iş mi, oluyor işte Mualla, oluyor. Olmaz deme oluyor. </div>
<div>
<b><br /></b></div>
<div>
<b>Bak mesela ben burdayım, adım Mamazeus ve korkağın tekiyim. Dışavurum yaptım ve gidiyorum. </b></div>
<div>
<i><br /></i></div>
<div>
<i>(Ayrıca bu yazı için kurduğum çok farklı bi konsept vardı ama bok oldu yine yazı. Bi dahakine duşa ses kayıt cihazı koyucam.)</i></div>
<div>
<i><br /></i></div>
<div>
<br /></div>Mamazeushttp://www.blogger.com/profile/03690045844465058871noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5114684743637126575.post-44993242444083058902012-02-29T08:54:00.005+02:002012-02-29T08:54:46.415+02:00Hey Gayz.Buralarda yeniyim.<br />
Ben bi nevi " İsmini vermek istemeyen izleyici"yim.<br />
<b>Mamazeus</b>'u da birden kıçımızdan uydurduk afedersin.<br />
Uzun yazmaya başlamam biraz zaman alabilir, zira sadece defterime uzun yazabiliyorum. Onun dışında tumblr, twitter falan hep tarla, hep komikli şakalar.<br />
<br />
Bu kadar. Alt alta yazdım ama yine de uzun gözükmedi.<br />
Neyse.<br />
<br />
Umarım sevişiriz.<br />
<i>Esen Cullen.</i>Mamazeushttp://www.blogger.com/profile/03690045844465058871noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5114684743637126575.post-29237693080462295222011-12-05T23:59:00.000+02:002011-12-05T23:59:56.835+02:00rahimdeki yabancı, anneye hitabenanne. aslında ilk "mama" ya da "baba" derken kastetmeye çalıştığımız kişi olduğuna inandığım bu dört harf, hayatımızda en çok ihtiyaç duyduğumuz bu kombin, her zaman arkamızda olan, bize destek çıkmaktan ruhu nasır tutan denişik bi' kişi. ayaklarının altındaki cennetten midir, bilinmez, bu cicişlerin (evladı olup hayatını gözlerinde hiç büyümeyecek minnak çocuklarına adamış östrojen bayanların); kişiliklerinde başka bir mükemmeliyet, gözlerinde başka bir nur, seslerinde başka bir tını vardır ya hani, işte tüm bu nitelikler kimsenin anlayamayacağı bir bağ oluşturur, embriyonun plasentaya ilk 'elveda' demesinden hemen sonra. işte bu bağ, sözlerle açıklanamayacak iletişimlerin, ne bilimle, ne felsefeyle ne de metafizikle ispatlanabilecek teoremlerin bel kemiğini, evladın tabak kırmasını 'sakarlık', anne hanımın kırmasını ise 'nazar' olarak adlandıran kuramı ortaya çıkarmasıyla bağa bağ katılır; lakin gönüllerin esas birleşmesi çok eskilere dayanır, haploit hücrecanlar 2n'e tepişir ve hikayemiz başlar...<br />
<div><br />
</div><div><b>Bölüm 1: Aman Rahmim</b></div><div>içimde bir şeyler hissediyorum, daha doğrusu hissediyorum yani tanrım, hissediyorum, hislerim var, ben varım. burada ve şimdi, belki sadece şu anlık buradayım, birazdan başka bir yerde olacağım, iki saniyeye kadar burada değildim sonuçta. buraların yabancısı sayılırım. ne diyeyim, korkuyorum biraz da. çok karanlık, büyük ve boş. sadece ben varım gibi. evet varım, hislerim var. ben bir mucizeyim, tanrının eli değmiş bir varlığım ve neden buradayım, bilmiyorum; ama şu ritmik "güm güm"ler hoşuma gitti. daha huzurluyum ve daha uykulu. beklemeliyim sanırım. zaman kavramının her şeye ilaç olduğunu bu ürkünç yerde öğrenmek şaşırtıcı, daha dakikalardır burada olmama rağmen bana öğretiler sunan bir şey var. bu da hoşuma gitti. düzenli "güm güm"lerle iyice mayıştım. belki de birazdan...</div><div><br />
</div><div><b>Bölüm 2: Popülarite</b></div><div>uykumu bölen sesler var. benimle biri konuşuyor, "buradayım, buradayım!" diye haykırmak istiyorum; ama bunun için fazla küçüğüm, karanlıktan korkmak içinse fazla büyük. şu her şeyin ilacı olan zamanı pek gözüm tutmadı, rölativist olmak için çok soyut, hissedilmemek içinse aşırı somut. olgun hissediyorum, laflara bak. belli, ukala olacağım. sesi sevdim. böyle yumuşacık, dingin ve daha fazla duymak istediğim bir ses; ama biraz boğuk geliyor gibi. acaba uzakta bir yerde mi? aaa, belki de o da buraya gelecektir. hem yeterince büyük burası, mutlu mesut takılırız. anladığım kadarıyla adı "anne"ymiş. garip bir isim. acaba benim ismim ne? bana "bebeğim" diyor. bebeğim... ismimi sevdim. hoş geldin, diyor. çoktandır buradayım, demek istiyorum; ama diyemiyorum, malum. en azından ismim varmış, tanınıyorum. daha "var" hissediyorum. hissediyorum ya, çok iyi. anne'yi bekliyorum; ama daha geleceği yok gibi. pek dakik sayılmaz, gelince kınamalıyım. "güm güm"ler yine iş başında, yini bir uyku hali, yine bir tembellik...</div><div><br />
</div><div><b>Bölüm 3: GPS</b></div><div>biraz büyüdüm sanki, burası daha tanıdık geliyor, gitgide gözümde küçülmeye başladı. bugün anne bir yere gidecekmiş. tam anlamadım neresi olduğunu. gittiğimizde "güm güm"ler hızlandı ve huzur veren bu ritm, uykumu bölerek agresivitemi ciddi anlamda arttırdı. burada sen yokken ben vardım, der gibiydi, intikam alıyordu sanki.</div><div>anne yatacakmış. yattı. bu iletişime pek anlam veremedim. birkaç dakika sonra "kahkahalar" duydum ve anne'nin "karnında" olduğumu ve birkaç "ay" daha burada kalacağımı öğrendim. yalnız değildim. "güm güm"ler korkmuş olmalı ki yavaşlamaya başladı, monarşimin bir parçası olmayı kabul ettiğini düşünerek özgüvenimi tazeleyip tabi ki uykuma devam ettim. yalnız değildim ve vardım. giderek varlığım artıyor, bu iyiye işaret olmalı.</div><div><br />
</div><div><b>Bölüm 4: Slim Fit</b></div><div>anne hep benimle konuşuyor ve bu gerçekten hoşuma gidiyor. hayattan bahsediyor, onsuz hayat imkansızmış gibi geliyor bana. bu arada şu öğreti sunucusu sitemin arkasında da hayat varmış. demek ki hayat sürekli öğretiyor, tıpkı "güm güm"ler gibi. "güm güm"ler de sürekli "güm güm"lüyor. yansıma sözcükleri seviyorum. bunu da bana tabi ki hayat öğretmiş olmalı. ne de olsa hayat yani, "güm güm" değil. bu arada burası mı daralıyor ben mi devleşiyorum? gitgide sıkılmaya başladım. alıştım; ama sıkıldım. bugün yine anne uzanmaya gitti. erkek'mişim. iyi de ben bebeğim'dim. nasıl benden aynı anda iki kişi olmamı bekleyebilir ki? hayat öğretiyor da öğrettiği yerden sormuyor. cevaplarla ilgilenmeliyim; oysa tek istediğim daha rahat bir yerde uyumak. şu "güm güm"ler bile sinirimi bozmaya başladı!</div><div><br />
</div><div><b>Bölüm 5: Uzak Doğudan Sevgiler</b></div><div>gerçekten dar. tek düşünebildiğim dar. daraldım. daraladım. darmadım daramadım. tepiniyorum sanırım. anne, her "tekme" attığımda heyecanlanıp karnını elletiyor. egom tavan; ama bazen onu yoruyormuşum, yine de buna değermişim. sıkıldıkça tekmeliyorum. çok eğlenceli. yani eğlenceliydi, anne bağırmaya ve "güm güm"ler artmaya başlayana kadar. anladım ki tekmelemek iyi değildi. hayat yine bana bir şey öğretmişti. umarım zaman, anne'yi daha iyi yapar. yapması gerek, o ilaç. burası da dar. dar işte, dar.</div><div><br />
</div><div><b>Bölüm 6: Gümrük</b></div><div>uyuyordum, yine dar ve karanlıktı. sonra aşağı kaymaya başladım. anne bağırdı, sulanmış sanırım. neden bilmiyorum, belki de ona da dar gelmiştir. sonra bana sabret, demeye başladı. gidiyoruz, hadi annem, dedi. hoppala şimdi de "annem" olmuştum. kimim ben, kim olmuştum da kim olacaktım? kafam karışmıştı. aman tanrım, kafam vardı. ne zamandan beri kafam vardı ki? içimde "güm güm"leyen bir şey vardı. anne'de de "güm güm"leyen şeyin aynısı gibiydi. heyecanlandım, birden karnımda bir şey vardır ve o da yalnızdır belki, diye düşündüm. anne'nin yaptığı gibi konuşmaya çalıştım; ama olmadı. sinirlendim. bu sırada anne'den garip sesler çıkıyordu. korkmuştum. anne'ye bir şey olmasın diye zamana yalvardım, hayata durumu anlatıp yardım istedim; ama nafileydi, yalnızdık sanırım. birden sesler çoğaldı. huzursuzlandım. "güm güm"ler zamanın histerik çığlıkları gibi gelmeye başladı. korkuyordum. anne'yi istiyordum. derken kafam bir yere sıkıştı. çok rahatsızdı. çıkmalıydım. bir şey kafama değdi. korkuyordum. nereye gidiyordum, anne beni istemiyor muydu artık? keşke oraya dar demeseydim. anne böyle düşündüğümü öğrenip kırılmıştı herhalde. anne, özür dilerim. alışmıştım oraya, tekrar başka bir yerde can bulup alışmaya çalışmak ve başka biri daha olmak istemiyordum. derken üstümdeki eller arttı. "güm güm"ü duyamıyordum. nefessiz kalmıştım. sonra beni "ağlattılar". nefes almaya başlamıştım; ama çok acıyordu. bir şey acıyordu. sonra beni bir yere yatırmışlar, hatırlamıyorum o kısmı. çok korkmuştum. en korkmuştum. hayatın bana bir tek korkmayı öğrettiğini düşündüm ve yine korktum. anne'yi istiyordum, "güm güm"ü istiyordum; ama yine yalnızdım işte. uyumak kadar güzel bir şey olmadığını düşündüm, sanırım zaman tek başına bir işe yarayamazdı. uykuysa...</div><div><br />
</div><div><b>Bölüm 7: Ebedi Birliktelik</b></div><div>uyumuşum yine. "refleks" olarak yüzümü ekşiterek, yüzüm de vardı, "esnedim". birinin kucağındaydım. "güm güm"ü duyduğuma sevinmiştim; ama bu ses anne'ye ait değildi. ben de ona ait değildim; ama bana karşı hisleri olduğu aşikardı. üzgünüm tatlım, diye düşündüm. ben anne'ninim. bana "çirkin şey" dedi. birçok kişi olmaya alıştığımdan bu klişeye esneyip ellerimi savurdum, bu hareketi sevmiştim. sonra sanırım anneye, "nur topu gibi bir oğlunuz" oldu, dedi. şu şirret kadın kadar bayat biri daha olamazdı. hiç gözüm tutmamıştı onu da, zamanla bir ilişkisi olmalıydı. ikisinden de hazzetmiyorum. birden kendimi anne'nin sesini dinlerken buldum. hiç tahmin ettiğim gibi değildi. yumuşacıktı. "güm güm"lerse bir o kadar rahatlatıcı. uyku bastırmıştı yine; ama uyumak istemiyordum. sonsuza kadar bu sesi dinlemek, bu kanatların altında olmak istiyordum. yalnızlık ne kadar bönmüş meğer. evet, bön ne demek bilmiyorum; ama anne bana öğretir. hayat anne'dir. hep yanında olursam öğretir. gözlerimi açıyorum ve şefkat dolu bakışlar altında kendimden geçiyorum. gülüyorum ve anne de gülüyor. oğlum, diyor. şimdi de "oğul" oldum. tanrım, ne kadar çok yönlüyüm. kesin anne'ye benziyorum, diye düşünüyorum ve diyorum ki kendi kendime sen benimsin, ben seninim; hep buradayım, hep burada kal, bana öğret, ben sensiz hiçim, beni "ben" yap; çünkü "ben" ancak "sen"le varım, diyorum ve yine uyuyorum, uyudukça büyüyorum, büyüdükçe de uyuyorum...</div><div><br />
<br />
sen her şeysin, sen her şeyimsin. sadece mutlu ol, başkalarını memnun etme, kendin memnun ol. bunu bana sen öğrettin. yıllardır seni izliyorum, sana bakıyorum. senin gibi olmaya çalışıyorum. iyi ki varsın; çünkü ben sen olmadan bir hiçim. sadece hiç... pırasa yapmayı bile bilmeyen bir mahluk. fazla ezdim, mahluk olmam yine de; ama sen var ya, annemsin. benimsin. iyi ki doğdun annem, mutlu yıllar. affet annem beni, hani derler ya bir 'seviyorum seni.' vardır; bir de 'seni seviyorum.' vardır. işte ben "seni seviyorum.", mutlu olmanı hatta en en en en en en mutlu olmanı istiyorum; ama her şeye rağmen hep benim ol, benimle kal, daha öğrenmem gereken, izlemem gereken çok şey var. seni şu ana kadar hayal kırıklığına uğrattıysam, üzdüysem, mutlu edemediysem ya da seni mutlu edemeyenlere laf etmediysem, edemediysem gerçekten özür dilerim, anne; ama seni üzen basur olsun, ishal olsun, totosunda çıban çıksın.<br />
benim annem, güzel annem, beni al kollarına. geliyorum. seviyorum. öpüyorum. of fena oldum hadi geliyorum. heyecan yaptım, burnum terledi boncuk boncuk, o derece. gülücük, kalp...</div>B.http://www.blogger.com/profile/16347219057193666539noreply@blogger.com0