22 Mart 2012 Perşembe

Esas Oğlan

-" Kendimi kötü kalpli çocuğuna bakmak zorunda olan anneler gibi hissediyorum. " dedi kız omzundaki çocuğun saçlarıyla oynarken. Yeni kesilmiş ve diken dikendi. İçmeye başladığından beri de sigara kokuyordu.

- " Beni sevmiyor musun ? " dedi oğlan. Hafifçe doğrulup kaşlarını kaldırdı. Gür kaşları ve uzun kirpikleri gözlerini ön plana çıkarıyordu. Eğer bir gün onu öpmek istersem, gözlerinden öperdim diye düşündü kız. Elleri çirkin, gözleri güzel, sigara kokan çocuğu düşündü. Kısa saçlarını, seyrek sakallarını..

-"Hayır, sevmiyorum." Kafasını tamamen kaldırdı bu kez esas oğlan, otobüsün eskimiş koltuğuna yaslayıp bir süre tavanı izledi  Gözlerini kapattı. O an.
Eğer o elini şakağına götürseydi, pişman olacaktı kız. 
Elini şakağına götürseydi, acı çektiğini biliyor olacaktı.
Elini şakağına götürseydi, rol yaptığını düşünmeyecekti.
Elini şakağına götürseydi, onu öperdi kız, bundan emindi.
Elini şakağına götürmedi oğlan.
Yumruk yaptı.
Ve ani bir karar vermiş gibi tekrar omzuna yattı kızın. 

-"Kötü çocuklar da anne şefkatine ihtiyaç duyar." Çirkin elleri hala yumruktu.


7 Mart 2012 Çarşamba

Bu bir dışavurum yazısıdır.

Hatta bi nevi kendimle yüzleşme yazısı. Çıkarım yapma yazısı. 
"Dinlemek istemeyen çıkabilir, yok yazmıycam."

Ben Mamazeus, onlarca farklı kişiyim. 
Onlarca farklı kalıbım. Gerçek bir ismim, cismim ve yaşım var.
Düşüncelerim, sözlerim.
Ve siz gerçek Mamazeus'u görmek üzeresiniz.

Her insan doğduğundan itibaren nabza göre şerbet vermeye programlanmıştır. Bir ortama girersiniz ve önce dinlersiniz. İnsanların düşünce tarzlarından okudukları kitaplara, dinledikleri müziklere kadar her şeyi taklit edersiniz. Çünkü siz yenisiniz ve kabul edilmek istiyorsunuz.
( Eğer ortam zaten sizin çoktan alıştığınız gibi bir yerse, ne mutlu size. Okumayı bırakabilirsiniz. Çünkü biz burdan sonra farklı ortamlarda kişilik sorunları yaşayanlarla beraber sorgulamaya devam edicez.) 
Artık mantıklı olan aşırıya kaçmadan, farklı kişiliğinizi belli etmeden yola devam etmektir.

Çünkü pazarda gördüğünüz teyzeyle, durduk yere Tanrı hakkında tartışmaya başlayamazsınız.
Misafirlikte küfredemezsiniz. 
Ortalık yerde burnunuzu karıştıramazsınız.
Çünkü kalıbınız buna izin verecek kadar geniş değil.
( Gerçek kişiliğiyle de bu tip olaylar yapmayanlar da yazının bu kısmında ayrılsın lütfen. Rica ediyorum, zaman kaybı. )

Ama senin de, benim de yanında rahat olabildiğim insanlar var. Yazdığım gibi düşünmeden konuşabildiğim.
Ya da açık konuşalım, küfredebildiğim, kusabildiğim, burnumu karıştırıp ağzım açık uyuyabildiğim.
Böyle insanlar tanımak için uğraşırsın yıllarca. Ya da böyle enseye şaplak göte parmak konumuna gelmen yıllar alır.
Bir de istisnalar vardır ki onlar ayrı sevdirir kendilerini. (Bkz. blog sahibi insan B. )

Ve bana sorarsan Mualla, hepsi korkaklıktan. Sen et küfrünü, yaftalarsa yaftalasın. Dışlarsa dışlasın. ..... aşaa Kasımpaşa diceksin biticek. Sen mutlu ben mutlu sonra. Bak gördün mü yine edemedik küfür, ya tanıdık biri okursa diye.Daha çevrendekiler bile tanımazken seni, git sosyal paylaşım sitelerinde isimsiz yaz. Olacak iş mi, oluyor işte Mualla, oluyor. Olmaz deme oluyor. 

Bak mesela ben burdayım, adım Mamazeus ve korkağın tekiyim. Dışavurum yaptım ve gidiyorum. 

(Ayrıca bu yazı için kurduğum çok farklı bi konsept vardı ama bok oldu yine yazı. Bi dahakine duşa ses kayıt cihazı koyucam.)